Mavi yaka işçiler kadar olamadık, aslında tam da Turkiye
örneği..
Beyaz yakanın inanılmaz korkusu, menfaatçi hisleri, bana
dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncılığı, aslında “aman şahit yazarlar” diye üç
maymunu oynamacılığı.
Olmasa arkanızda biraz daha duyarlı olup sokağa çıkan
kardeşleriniz, sizin yerinize kadınlar gününde, 1 mayısta sokaklara dökülüp
haykıran, beğenmediğiniz solcular.. Biraz size de dokunsa keşke
yapmadıklarınız, ekran başında ya da son model telefonlarınızla sosyal medyadan
takip ettiklerinizi yaşasanız ya biraz, azıcık cesaret göstersenize! Orta sınıf
zihinlerinizi biraz da diğerlerini anlamaya çalışarak değil, yaşarak eğitmeye
çalışsanıza. Beyaz yakalrınız fanusunuzdan çıkarsanız kirlenir diye mi bu
tutarsızlığınız. Keşke size de dokunsa izledikleriniz, keşke yaşasanız empati
yapmaya çalışarak zırvalaıklarınız..
Sizin yapmadıklarınız yüzünden gün be güN kötüye gider her
şey.
En çok sizin sesiniz çıkar güvende olduğunuz bir ortamda
konusurken, Tükürüklerinizi saça saça, haklılığınız emin, etrafınızaki 3-5
kişiyi bıktırırcasına nefret kusarsınız.. Sizi ispiyonlamayacak insanların
yanında yapabilirsiniz bunu ancak, korktuğunuzu kendinize bile itiraf
edemezsiniz. Gururlu geçirnisiniz, oysa topluma ya da insalığa ya da bir adım
uzak çevrenize öyle duyarsız olduğunuzu kimse yüzünüze vurmaz. O kadar dardır
ki çevreniz, sosyal medya arkadaşlarınızın varlığıyla hesaplanmaz. Kırıntıda
brunh yapmaya benzemez oysa hak mücadelesi. Sizin ekmek mücadeleniz yoktur
zaten bar hak ve adalet mücadeleniz olsa keşke.
Ahlaklı geçinirsiniz ya, en büyük ahlaksızlıktır
adaletsizliğe karşı susmak. Evde konuşmak kolaydır da, konuştuğunuz şey bir
şeyleri değiştirme potansiyeli sağlayacak şekilde ciddi adım olduğunda güVEnli
yuvanıza geri kaçarsınız
Dışarı çıkın, başınızı korku duvarınızın dışına uzatın,
biraz koklayın hayatı, biraz insaf edin. Varlığınızı sorgulayın mesela.. olmadı
mı yok olun, taş koymayın!